Aydemir, mesleğin vakarını hatırlatıp, disiplinin örnek olması gereken zümrede zedelenmesinin toplumda büyük yaralar açtığını dile getirdi.
EĞİTİMİN OMURGASI VE MESLEK AHLAKI
Aydemir’e göre bu tür çıkışlar yalnızca trafik düzenini bozan bireysel bir taşkınlık olarak görülmüyor; milletin evlatlarını yetiştiren bir meslek erbabının zihni iklimini de gözler önüne seriyor. Bununla beraber, kamu görevini icra edenlerin önce kendi davranışlarında nizama riayet etmesi gerektiğine işaret eden Aydemir, öğretmenlik gibi ruh terbiyesi isteyen bir mesleğin böylesi öfkeli bir tavırla yan yana gelmesinin toplumda derin bir sarsıntı oluşturduğunu kaydetti.
KİMLERİ ÖĞRETMEN YAPIYORUZ SORUSU
Öte yandan Aydemir, yaşanan hadisenin eğitimin köklü revizyona duyduğu ihtiyacı bir kez daha öne çıkardığını aktardı. “Kimleri öğretmen yapıyoruz, çocuklarımızı teslim ettiğimiz zihniyet neyle hemhâl, hangi değerle yoğruluyor?” sorularının artık ertelenemez bir sorumluluk olduğunu belirtti. Bununla beraber, eğitimi geleceğin ana omurgası gören bir milletin, öğretmeni de aynı vakar içinde yetiştirmek gibi asli bir ödevi olduğunun altını çizdi.
EĞİTİMDE YENİDEN DİZAYN İRADESİ
Aydemir’e göre eğitim sistemi kökten bir yenilenmeye çağrı yapıyor. Öte yandan, “mülkün esası terbiyedir” anlayışıyla hareket eden bir yaklaşımın, öğretmenlik müessesesini baştan ayağa yenilemesi gerektiğini belirten Aydemir, çocukların geleceğini omuzlayan meslek erbabının davranışındaki her düzensizliğin, yarın karşılaşılacak toplumsal maliyeti kat kat artıracağını ifade etti.
TOPLUMSAL ÇÜRÜMEYİ DURDURACAK ANA KAPI
Diğer yandan Aydemir, Diyarbakır’daki olayın küçük bir trafik tartışması olarak görülmemesi gerektiğini, tam tersine ahlak terbiyesinden mesleki ciddiyete kadar geniş bir yelpazede çözülmeyi işaret eden bir simge niteliği taşıdığını belirtti. Aynı zamanda, eğitim sisteminin sağlam olmadığı bir toplumda hiçbir alanda huzurlu ilerleyişin mümkün olmayacağını söyleyen Aydemir, öğretmenin vakarını milletin istikbaliyle eşdeğer görmenin zaruri olduğunu vurguladı.