Önceki dönem milletvekillerinden İbrahim Aydemir, vakıf medeniyetinin sadece bir yardım kurumu değil, toplumsal adaletin mayası olduğunu vurguladı. Aydemir, “Servetin paylaşılmadığı, emeğin kutsanmadığı yerde adaletin sesi kesilir” sözleriyle çağın kapitalist anlayışına sitem etti.
“Rüşd” medeniyetinin kaybolan manası
Aydemir’e göre “rüşd” kavramı, sadece bireyin olgunluğu değil, toplumun vicdan terazisidir. Ancak modern dünyada bu kavramın içi boşaltılmış, insan emeği sayılara, ibadetler şekillere indirgenmiştir. “Bizim medeniyetimizde zenginlik, yalnız kazanç değil; paylaştıkça çoğalan bir berekettir” diyen Aydemir, vakıf anlayışının yeniden diriltilmesi gerektiğini belirtti.
Bunun yanında, İslam iktisadının ruhunu yansıtan vakıf düzeninin tarihteki örneklerinden söz etti. Aydemir, “Osmanlı’da vakıf sadece taş değil, vicdandı; bugünün dünyasında bu vicdanı yeniden kurmak zorundayız” değerlendirmesini yaptı.
Kapitalin değil, kalbin düzeni
Bununla beraber Aydemir, günümüz ekonomik sisteminin “insanı tüketen” bir düzene dönüştüğünü ifade etti. “Kapital, kalbi yenmiştir; biz kalbi tekrar hâkim kılmakla mükellefiz” diyerek mevcut ekonomik anlayışa yönelttiği eleştiriyi derinleştirdi.
Aydemir, Türk devlet geleneğinde vakıf sisteminin sadece zenginlerin değil, halkın ortak vicdanıyla yürüdüğünü hatırlattı.
Toplumsal yeniden doğuş çağrısı
Öte yandan Aydemir, vakıf ruhunun ihyasıyla birlikte toplumsal dayanışmanın yeniden güçleneceğini ifade etti. “Bu millet vakıfla doğdu, vakıfla büyüdü, vakıfla dirilecektir” diyerek sözlerini noktaladı.
Aydemir, vakıf medeniyetinin ihyasıyla, üretimden eğitime, ekonomiden ahlaka kadar her alanda bir “rüşd devri”nin başlayabileceğini belirtti.